Günümüzde birçok kadın özellikle kalça bölgesinin yeterli büyüklükte olmamasından veya bel, karın ile bacak arasında simetrik olmayan bir kalça görünümünün var olmasından şikayet etmektedir. Bu şikayetlere bir de bel kıvrımına uygun olmayan kalça şekli eklenmektedir. Ayrıca bazı kadınlar da basenlerinin fazla belli olmasından yakınmaktadır. Yeni nesil teknolojik yöntemler ile artık çok kolay operasyonlar sayesinde kadının istediği kalça estetiğine ulaşılmaktadır.
Kadınlara uygulanan kalça estetiği farklı yöntem ve teknikler ile uygulanmaktadır. Tüm bu tekniklerin ana amacı ise basenleri çok fazla belirginleştirmeden bel kıvrımı ile kalça dış kısmının çıkıntısı arasında belirli bir oran yakalamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için kadınlara uygulanan kalça estetiği teknikleri ise liposuction, yağ enjeksiyonu ve popo germe operasyonları olmaktadır.
Kalça estetiği, hastanın poposuna istenilen şekli vermek amacı ile gerçekleştirilen bir plastik cerrahi operasyonudur. Oldukça hafif dokunuşlar ile gerçekleştirilen kalça estetiği operasyonlarında ana odak noktası kalçanın alt ve orta bölgelerini hastanın istediği şekilde dolgunlaştırmak ya da bir diğer ifade ile istenilen hacme getirmektir.
Kalça estetiği ile hastanın poposu istenilen büyüklükte dolgunlaştırılmaktadır. Özellikle günümüzde her on kadından üçünün başvurduğu kalça estetiği operasyonlarına gün geçtik duyulan ilgi artmaktadır. Diğer plastik cerrahi operasyonlarının aksine daha kolay ve hafif rötuşlar ile gerçekleştirilen kalça estetiği işlemleri, hastaların psikolojilerine de olumlu yönde etki etmektedir.
Belirli bir hacme ulaşmış kalçalar hastanın kıyafet seçmesinden aynadaki görüntüsünü beğenmesine kadar birçok detayı yüz güldüren sonuçlar ile etkilemektedir. Kalça estetiği operasyonlarından sonra hastanın kendine olan özgüveni yerine gelmekte ve aynalara küsmekten vazgeçmektedir.
Kadınlara uygulanan kalça estetiği çeşitleri ağırlıklı olarak bel, basen ve popo bölgelerine uygulanmaktadırlar. Bu yüzden farklı işlemler ile kalça estetiği yapılabilmektedir. Seçilen işlem ne olursa olsun tüm kalça estetiği tekniklerindeki ana hedef, hastanın dik, orantılı ve daha dolgun bir popoya sahip olması olmaktadır. Kalça estetiği çeşitlerini belirleyen en önemli detay ise hastanın istekleri olmaktadır. Bazı kadınlar sadece basen bölgesinin inceltilmesini isterken bazı kadınlar dik ve düzgün bir popoya sahip olmak isterler.
Bel, basen ve popo bölgelerine yapılan kalça estetiği çeşitleri şu şekilde sıralanmaktadır:
Kalça estetiği çeşitleri baz alındığında üç farklı teknikle cerrahi operasyon sürecinin yapılabileceğini söylemek mümkündür. Kalça estetiğinde kullanılan yöntemler şu şekilde sıralanmaktadır:
Hastanın diğer istekleri ve vücut şekline bağlı olarak farklı kalça estetiği metotları da bulunmaktadır. Bu yüzden hastanın doktoru ile yapacağı ön muayenede isteklerini eksiksiz bir şekilde dile getirmesi gerekmektedir. Uzman hekimlerce yapılan bu ön muayenede hastanın vücut yapısına bağlı olarak uygun kalça estetiği çeşidi ve yöntemi belirlenmektedir.
Kalça estetiği operasyonları özellikle popo ve basen bölgesinden memnun olmayan her kadın için uygulanabilir bir plastik cerrahi işlemidir. Öte yandan hastanın vücut gelişiminin tamamlamış olması kalça estetiği operasyonları için ön koşul olmaktadır. Zira vücut gelişimini tamamlamamış olan hastalarda daha sonrasında popo bölgesinde deformasyonlar oluşabilmektedir.
Kalça estetiği operasyonlarına başvurmak isteyen hastanın ilk önce doktoru ile bir ön görüşme gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu ön görüşmede popo ve basen bölgesindeki hoşnutsuzluğu ifade ederek beklentilerinin ne olduğunu açıklayan hastalar, doktorları tarafından yönlendirilmektedir. Birçok kalça hoşnutsuzluğu cerrahi operasyonlar altına girmeden de giderilebilmektdir.
Kalça estetiği operasyonları spor ve diyet gibi doğal yöntemlerin işe yaramadığı durumlarda başvurulan bir yöntem olmaktadır. Bu yüzden hastaların doktorları ile yağacağı ön görüşme sırasında kalça estetiği operasyonuna ihtiyaç duyulup duyulmayacağının da kararı verilmektedir.
Kullanılan yöntem ve çeşide göre farklı kalça estetiği operasyonları bulunmaktadır. Kalça estetiği ameliyatları içinde en sık tercih edilen işlem ise yağ enjeksiyonu ile popo büyütme operasyonudur. Bu işlemin sıklıkla tercih edilmesinin en büyük nedeni kalçaya yapılan yağ enjeksiyonun kısa sürede tamamlaması ve daha az ağrıya sebep olmasıdır. Ayrıca hasta, işlem sonrasında kalçasında gözlemlenen değişiklikleri çok kısa sürede fark edebilmektedir.
Liposuction ile bel, sırt ve basen bölgeleri inceltilip poponun daha büyük ve daha dar görünmesi sağlanmaktadır. Liposuction ile alınan fazla yağlar yine operasyon sırasında popoya enjekte edilmektedir. Böylece hastanın poposunda daha estetik bir görünüm oluşmaktadır.
Liposuction ile yağ enjeksiyonun yetersiz kaldığı durumlarda silikon yöntemine başvurulmaktadır. Popo silikon yöntemi ile bel, basen ve poponun alt kısımların içinde silikon olan bir jel enjekte edilir. Bu işlemin ana amacı popoyu olduğundan daha dik bir hale getirerek kaldırmaktır.
Popo kaldırma ameliyatı ise önceden ideal kilosunun çok üstünde olup şimdi ise zayıflamış olan hastalara uygulanmaktadır. Bir diğer ifade ile kilo kaybından dolayı kalça bölgesinin hacminde küçülme ve sarkma olan hastalar için uygulanmaktadır. Kilo kaybından dolayı sarkmış fazla deri hastanın popo bölgesinden alınmaktadır. Böylece daha sıkı ve daha dik bir görünüm ile kalça estetiği tamamlanmış olmaktadır.
Hızlı kilo alıp verme, yaş ve cerrahi operasyonlar sonucunda dikliğini ve sıkılığını kaybeden hastalar için uygulanan bir diğer kalça estetiği ise popo germe ameliyatı olmaktadır. Genel anestezi eşliğinde gerçekleştirilen bu ameliyat ile popodaki fazla deri gerilerek toplanmaktadır.
Kalça estetiği ameliyatından sonra hastanın bir gece doktor gözetimi altında hastanede kalması gerekmektedir. Olası bir cerrahi enfeksiyon ve kanama durumlarında hastaya erken müdahale yapılabilmektedir. Bir gecenin sonunda hastada bir komplikasyonun oluşmaması durumunda hasta evine taburcu edilmektedir.
Ameliyat sonrası hastanın dikkat etmesi gereken bir diğer husus ise yaklaşık 2 ay boyunca ağır ve yoğun spor ve egzersizlerden uzak durması ile ilgili olmaktadır. Yürüyüş gibi daha hafif sporlar ise 1. ayın sonundan tekrar yapılmaya başlanmaktadır. İyileşme sürecini tamamlayana kadar hastanın düzenli olarak doktor kontrollerine de gitmesi gerekmektedir.