Alın bölgesi yaşlılık belirtilerinin en sık yer aldığı yüz bölgelerinden bir tanesidir. Kişi alın bölgesinde ortaya çıkan yaşlılık belirtileri sonucunca olduğundan daha yaşlı, daha yorgun ve daha üzgün bir yüz ifadesine sahip olmaktadır. Dolayısıyla kişi bu yüz ifadesinden kurtulmak için çeşitli alternatif çözümler aramaya başlamaktadır.
Artık günümüzde hastalar plastik cerrahi operasyonlar yerine daha kısa sürede ve daha etkili sonuçlar veren ameliyatsız estetik uygulamaları ile hayalini kurduğu vücut görüntüsüne kavuşmaktadır. Ameliyatsız estetik uygulamaları çok şiddetli olmayan cilt sorunlarında bir düzeltme işlemi yapmaktadır. İşlem sonrasında hasta oldukça kısa bir sürede olduğu yaştan daha genç, daha parlak ve daha sağlıklı bir cilde sahip olmaktadır.
Alın Dolgusu da ameliyatsız estetik uygulamaları arasında hastaların en çok başvurduğu işlemler arasında yer almaktadır. Alın bölgesinde yaşa bağlı oluşan cilt kusurlarının başından kırışıklık ve ince çizgiler gelmektedir. Ayrıca çevresel ve genetik faktörler de bu cilt sorunlarına ve deformasyonlara neden olmaktadır.
Alın Dolgusu ile tek seansta kişinin alın bölgesinde yer alan cilt sorunları ve deformasyonlar kolayca yok edilebilmektedir. Alın bölgesinde yaşa bağlı oluşan cilt kusurlarının başından kırışıklık ve ince çizgiler gelmektedir. Böylece bıçak altına yatmadan işlem sonrasında hasta günlük yaşamına geri dönerek yeni görünümünün tadını çıkarmaktadır.
Alın dolgusu günümüzde sıklıkla başvurulan bir ameliyatsız estetik uygulamasıdır. Hastanın yaşa bağlı olarak zamanla yer çekimine meydan okuyamayan alın bölgesinde oluşan kırışıklıkları ve çizgileri yok etmek amaçlı yapılan bir dolgu işlemidir. Alın bölgesine içerisinde cilt dokusunun en çok ihtiyaç duyduğu enzimlerden biri olan hyaluronik asit bazlı bir dolgu enjekte edilmektedir.
Hyaluronik asit vücudumuzun kendini yenilemesini, onarmasını ve toparlamasını sağlayan bir enzim olmaktadır. Yaşa bağlı olarak vücudun hyaluronik asit üretimi giderek azalmaktadır. Böylece deri dokusu zamanla kendini yenilememeye başlamaktadır ve dolayısıyla ciltte kırışıklık ve çizgi çizgi görünümü oluşmaktadır.
Alın dolgusu hyaluronik asit bazlı bir dolgu işlemidir. Alın bölgesindeki cilt dokusuna enjekte edilmesi ile birlikte bölgede hyaluronik asit üretimi artmaktadır. Böylece cilt kendini yenilemeye başlarken aynı zamanda vücutta su tutma kapasitesi de artmaktadır. Alın dolgusu ile ilk seanstan itibaren alın bölgesindeki değişiklikler göz ile fark edilecek derecede bir etki yapmaktadır.
Alın dolgusu ile hastanın alın bölgesindeki kırışıklık ve çizgiler açılmaktadır. Böylece hastanın alın bölgesi tıpkı gençlik yıllarındaki gibi pürüzsüz ve gergin bir hale gelmektedir. Ayrıca bu ameliyatsız estetik uygulaması ile hastaya oldukça sağlıklı görünen bir alın derisi de kazandırılmaktadır.
Bıçak altına yatmadan da kusursuz bir alın derisine sahip olmak artık hiç de zor değil. Alın dolgusu ile hastanın alın bölgesindeki cilt sorunları kolaylıkla giderilmektedir. Üstelik diğer tüm dolgu işlemlerinde olduğu gibi alın dolgusu uygulaması da hastaya oldukça doğal görünümlü bir alın kazandırılmaktadır.
Alın dolgusu işleminden yaklaşık 30-45 dakika öncesinde hastaya anestezli içerikli bir krem sürülmektedir. Bu krem ile işlem yapılacak bölge uyuşturulur. Böylece hastanın uygulama sırasında bilinci açık olsa bile herhangi bir acı veya ağrı hissetmemesi sağlanmaktadır. Daha sonra enjeksiyon işlemine geçilir.
Alın dolgusu iki farklı şekilde yapılmaktadır. Bunlardan ilki hyaluronik asit kullanılarak yapılan alın dolgusu işlemidir. Klinik ortamında ve oldukça basit bir şekilde gerçekleştirilen bu uygulamada dolgu malzemesi hyaluronik asit bazlıdır. Dermal ve viskozite ile kombine edilen hyaluronik asit jel yapısına bürünerek ince uçlu bir iğne ile hastanın alın bölgesine enjekte edilmektedir.
Diğer yöntem ise yağ enjeksiyonu ile yapılan alın dolgusu işlemidir. Bu işlemde ilk önce hastaya liposuction uygulanarak yağ alımı gerçekleştirilir. Daha sonrasında alınan yağ dokusundan kök hücreler laboratuvar ortamında ayrıştırılır. Daha sonrasında bu kök hücreler çoklu hale getirilir ve hastadan alınan yağ dokusu ile tekrar karıştırılarak alın bölgesine enjekte edilir.
Yaklaşık 30-45 dakika süren alın dolgusu işleminden sonra hastanın hastanede yatmasına gerek yoktur. Alın dolgusu işleminden sonra hastayı herhangi bir iyileşme dönemi beklememektedir. Bu yüzden uygulama tamamlandıktan sonra hasta evine gidebilmektedir. Ayrıca alın dolgusu sonrasında hasta kolayca günlük yaşam aktivitelerine hiçbir kısıtlama olmaksızın geri dönebilmektedir.
Alın dolgusu son derece güvenilir bir ameliyatsız estetik uygulamasıdır. Hastaya ameliyathane ortamında ve anestezi eşliğinde bir cerrahi operasyon uygulanmadan gerçekleştirilen alın dolgusu sonrasında hastada herhangi bir komplikasyon gözükmemektedir.
Ayrıca alın dolgusu sonrasında hastada cerrahi enfeksiyon ya da kanama gibi komplikasyonlar haricinde hiçbir yan etki de belirmemektedir. Öte yandan yağ enjeksiyonu yapılan alın dolgusu işleminden sonra liposuction yapılan bölgede kızarıklık, şişme ve morarma gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden işlem yapılan bölge 1-2 hafta kadar iyileşmeye bırakılır.
Alın dolgusu, alın bölgesinde cilt ve hacim sorunları olan her hastaya uygulanmaktadır. Özellikle otuzlu yaşlardan itibaren yaşlanmaya başlayan cilt dokusu alın bölgesinde göz ile görülebilecek düzeyde cilt deformasyonlarına neden olmaktadır. Bu yüzden otuzlu yaşlardan itibaren ve cinsiyet ayrımı olmaksızın herkes alın dolgusu yaptırabilmektedir.
Öte yandan bazı durumlarda hastaların alın dolgusu yaptırması sakıncalıdır. Bu durumlar şu şekilde sıralanmaktadır:
Alın dolgusu uygulamasının avantajları ve faydaları şu şekilde sıralanmaktadır: