Günümüzde birçok insanın vücudunda istenmeyen yara izleri bulunmaktadır. Genetik veya daha sonradan oluşabilen bu yara izleri çoğu insanda hoşnutsuzluk yaratmaktadır. Önceden bu yara izleri ile ömür boyu yaşamak zorunda iken günümüzün yeni nesil tıbbi teknolojileri ile artık bu yara izlerinden kurtulmak çok kolay!
Bir diğer adı olan skar tedavisi ile artık ameliyat sonrası, kesme, yaralanma ve genetik gibi birçok faktöre bağlı olarak meydana gelen yara izleri yok edilebilmektedir. Ayrıca farklı iz giderme tedavileri sayesinde çok kısa seansta ağrısız ve acısız işlemler uygulanarak hastanın yüzünü güldürecek sonuçlar elde etmek de mümkün.
Tıbbi terimler içerisindeki adı skar tedavisi olan iz giderme, ameliyat sonrası, yaralanma ve kesik gibi açılan yaraların kapanmasına rağmen gitmeyen izlerinden kurtulmak için yapılan bir plastik cerrahi operasyonudur. Öte yandan skar tedavisi sadece yara izi giderme işlemleri için kullanılmamaktadır.
Günümüzde birçok insan akne ve sivilce oluşumundan dolayı başta yüz olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde iz gibi deformasyonlara sahiptir. Bu deformasyonlar kişinin başta özgüveni olmak üzere psikolojik reaksiyonlarının oldukça olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca kişinin makyaj arkasına saklanmasına veya aynalara küsmesine de neden olmaktadır.
Gerek akne izi olarak gerekse de yara izi olarak kullanılsın skar tedavisi kişinin günlük yaşamından aldığı verimi arttırmayı amaçlayan bir plastik cerrahi operasyonudur. Günümüzde birçok insan yara veya akne izlerinden dolayı kıyafet seçimini kısıtlamakta ve sosyal ortamında iletişim kurma sorunu yaşamaktadır. Skar tedavisi ile özellikle çıplak gözle çok net bir şekilde görülen yara izleri giderilmektedir.
Skar tedavisi için belirli bir yaş sınırı yoktur. Ameliyat, kesik ve yaralanma sonucu oluşan ya da akne ve sivilceden dolayı ortaya çıkan yara izlerine sahip herkes skar tedavisini başvurabilmektedir.
Öte yandan ameliyat yapılmadan gerçekleştirilen skar tedavilerinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus hastanın hormon düzeyinin normal sınırlar içinde olması ve tedaviye engel teşkil edecek bir sağlık sorununun bulunmaması gerekmesi ile ilgili olmaktadır.
Bir diğer ifade ile skar tedavisi yaşa bağlı olmayan ve vücudundaki herhangi bir faktöre bağlı olarak ortaya çıkan yara izleri skar tedavisi ile ortadan kalkmaktadır. Fakat skar tedavisinde uygulanacak yöntem hastanın bu tedaviye başvurma durumunu belirlemektedir. Kısacası skar tedavisine sağlıklı her yaştan bireyler tercih edebilmektedir.
Skar tedavisi çok çeşitli yöntemler ile gerçekleştirilmektedir. Hasta için en uygun yöntemi belirlemek için uzman doktorlar skar ile ilgili bir takım tetkik ve tespitler yapmaktadırlar. Bu tetkik ve tespitler şu şekilde sıralanmaktadır:
Hastanın doktoru ile yapacağı ön görüşme sırasında bu detayların cevapları bulunarak hastanın beklentisi de öğrenilmektedir. Tüm bunlar bir araya gelerek hasta için en doğru tedavi yöntemi seçilmektedir.
Skar tedavisinde uygulanan birçok yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler cerrahi operasyonlar ve lazer uygulamaları şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Fraksiyonel Lazer (Altın İğne) ile deri altındaki kolajen üretimini destekleyen Altın İğne, skar tedavisinde kullanılan başlıca yöntemlerden bir tanesidir. Altın İğne ile deri altındaki dokuya oldukça minimum seviyede zarar verilmektedir. Bu yüzden hastanın cildinde kalıcı hasar olmamaktadır.
Fraksiyonel Lazer başka iz giderme tedavisi yöntemleri ile kombine edilip uygulandığı zaman hastada daha etkili sonuçlar gözlemlenme ihtimali yükselmektedir. Cerrahi operasyonlar ise hastadaki skar boyutunun daha büyük ve daha derin olması durumundan yara izi oluşan bölgenin komple çıkarılmasına dayanmaktadır. Ameliyat sonrası daha kötü bir skar oluşumunu engellemek için doktorlar ek tedbirler de almaktadır.
Dermapen ise bir diğer skar tedavisi yöntemidir. İğneleme yöntemi ile cilt derisi üzerinde mikro kanallar açılmaktadır. Cilt dokusuna bu kanallar içerisinden enjekte edilen vitamin, asit ve mineral bazlı karışım sayesinde cildin kolajen üretimi desteklenir. Ayrıca açılan bu mikro kanalları kapatmaya ve onarmaya çalışan cilt, kendini kolajen üretmeye zorlamaktadır. Dermapen ile yapılan skar tedavisinde cilt kendini en alt katmanından başlayarak kendini onarmaktadır.
Skar tedavisinde kullanılan bir diğer etkili yöntem ise kimyasal peeling olarak adlandırılmaktadır. İçerisinde vitamin, mineral ve hyaluronik asit barındıran kimyasal peeling ile cilt derisinin ölü ve mat görünüme sahip tabakası soyunarak alınmaktadır. Bu işlem sonrasında cildin kolajen üretimi desteklenmekte olup özellikle akne ve sivilce izi tedavisinin oldukça yüz güldüren sonuçlar vermektedir.
Skar tedavisi etkisi hastanın yarasına bağlı olmaktadır. Bir başka ifade ile söylemek gerekirse hastanın cilt dokusu, yara izinin boyutu ve derinliği, yara izinin türü ve zamanı gibi birçok faktör, hastanın özellikle lazer tedavisine başvurması durumunda kaç seansta etki göreceğini belirlemektedir.
Skar tedavisi yerine uygulanabilecek herhangi bir doğal yöntem bulunmamaktadır. Bitkisel çözümler, yara izi kremleri ve anti-skar jel gibi kullanılan diğer kozmetik ürünleri yara izi giderme bakımından tam anlamıyla etkili bir sonuç vermemektedir. Bu tür tedavi yöntemleri ile sadece yara izi boyutunda ve derinliğinde bir küçülme ve azalma söz konusu olmaktadır.
Hastaların bu tedavi yöntemlerini kullanırken bilmesi ve dikkat etmesi gereken bir diğer husus ise bu ilaçların dermatolojik ürünler olması ile ilgilidir. Başka bir ifade ile söylemek gerekirse hasta iz giderme tedavisinde kullanacağı yara izi kremleri ve anti-skar jel gibi dermatolojik ürünleri doktoruna danışmadan kullanmamalıdır. Aksi takdirde ciltte alerjik reaksiyonlar ve çeşitli komplikasyonlar oluşarak yara izinde daha da büyüme ve derinleşme durumu söz konusu olabilmektedir.