Adından da anlaşılacağı üzere adeta bir anti-aging etkisi yaratan gençlik aşısı hem ülkemizde hem de dünyada oldukça sıklıkla kullanılan bir estetik uygulaması olmaktadır. Bir diğer ifade ile yaşlanma ile ortaya çıkan sarkma, kırışıklık ve ince çizgi gibi cilt deformasyonları için gençlik aşısı oldukça idealdir.
Yaşlanma ile kişinin vücudundaki kolajen ve hyaluronik asit üretimi giderek yavaşlamaktadır. Ayrıca vücutta su tutma kapasitesi de bağlantılı bir şekilde azalmaktadır. Ciltte oluşan deri deformasyonları da cildin kendini yenilemesini sağlayan metabolizma hızının düşmesinden dolayı kaynaklanmaktadır.
Bu deformasyonlardan kurtulmanın en etkili yolu cilde ihtiyacı olan nemi sağlamak ve kolajen üretimini yeniden aktif hale getirmek için uyarmaktır. Diğer tüm cilt bakım uygulamalarında olduğu gibi gençlik aşısı da bu temele bağlı olmaktadır. Öte yandan gençlik aşısı vücudun temel yapı taşlarından biri olan hyaluronik asidin enjekte edilmesine dayandığı için daha etkili sonuçlar vermektedir.
Gençlik aşısı içeriğinde hyaluronik asit bulunan bir sıvının enjekte edilmesi işlemine dayanmaktadır. Enjekte edilen bu sıvı ile cildin nemledirilmesine ilave olarak kolajen üretimi tetiklenir ve dolayısıyla vücutta su tutma kapasitesi artırılır. İşlem sonrasında ciltte daha kalıcı bir toparlanma, sıkılaşma ve yenilenme gözlemlenmektedir.
Günümüzün yeni nesil estetik metotları arasında yer alan gençlik aşısı cerrahi operasyonlara ihtiyaç duyulmadan gerçekleştirilen bir cilt tedavisi yöntemidir. Bu yöntemin asıl amacı ciltte sıkılaşma, toparlanma, yenilenme ve onarım sağlamaktadır. Bir diğer ifade ile gençlik aşısı yaşlanma ile ortaya çıkan cilt deformasyonları için bir tedavi yöntemi olmaktadır.
Bir çeşit mezoterapi yöntemi olarak kabul edilen gençlik aşısı ile hastanın cildi tıpkı gençlik yıllarında olduğu gibi daha sıkı, daha yumuşak, daha genç ve daha sağlıklı bir görünüme kavuşmuş olmaktadır. Bu görüntüye sahip olmak için gençlik aşısı cildin zamanla kaybeden tüm ihtiyaçlarını karşılama mantığına dayanmaktadır.
Gençlik aşısı ile uygulanan cilt bakım işleminden sonra hastada gözlemlenen belirtiler şu şekilde sıralanmaktadır:
Gençlik aşısı cerrahi operasyonlara ihtiyaç duyulmadan gerçekleştirilen bir işlemdir. Öte yandan işlem öncesinde hastaya lokal anestezi uygulanmaktadır. Lokal anestezi ile işlem yapılacak bölgede hastanın ağrı ve acı hissetmesinin önüne geçilmiş olmaktadır. Ortalama olarak 20 dakika süren bu işlem boyunca hasta hiçbir acı ve ağrı hissetmektedir.
İşlem yapılacak bölgeye lokal anestezi bazlı bir krem sürüldükten hastanın cildi temizlenir ve hasta uygulamaya hazır hale getirilir. Gençlik aşısı genellikle tek bir bölge üzerine uygulanmamaktadır. İşlem sırasında hastanın deforme olmuş diğer bölgelerine de hyaluronik asit enjekte edilmektedir.
Gençlik aşısı dozu ve hastanın yaşına, cilt yapısına ve cilt deformasyonundaki şiddete bağlı olarak belirlenmektedir. Bir diğer ifade ile gençlik aşısı her hasta için aynı dozda uygulanan bir işlem değildir. Bu yüzden hastanın cilt analizi yaparak kendisi için en uygun planlama yapılmaktadır.
Gençlik aşısı yaklaşık 3 ile 4 seans sonrasında etkisini tamamen göstermeye başlamaktadır. Seanslar arasında belirli bir zaman diliminde tedaviye ara verilmesi gerekmektedir. Böylece cilt dokusunun en alt katmanından başlayan sıkılaşma, yenilenme, onarım ve toparlanma üst katmanına gelerek daha etkili bir sonuç alınır.
Özellikle 30 yaşından itibaren cildin kendini yenilemesi için ihtiyacı olan yapı taşlarının üretiminde bir yavaşlama ve azalma olmaktadır. Böylece hasta cildinin eski sağlıklı ve canlı görünümü kaybederek sarkma, kırışıklık ve çizgi gibi çeşitli cilt sorunları ile karşılaşmaktadır. Ayrıca bu cilt sorunları cinsiyet ayrımı olmaksızın her insanda belirmektedir.
Bu yüzden kadın ve erkek ayrımı olmaksızın genellikle 30 yaşın üstündeki her hasta için gençlik aşısı uygulanmaktadır. Öte yandan deri ve zührevi hastalıklarına sahip olmak, iltihaplanma, alerjik reaksiyon ve hamilelik gibi durumlarda hastaya gençlik aşısı uygulanmamaktadır.
Gençlik aşısı işleminden sonra hastanın ilk gün duş almaması ya da uygulama yapılan bölgelerin su ile temas ettirilmesi gerekmektedir. Ayrıca işlem yapılan bölgelerin direkt olarak güneş ışığı ile temasa geçmemesi gerekmektedir.
Hasta işlem sonrasında makyajını gözenek tıkayacak şekilde yapmaktan kaçınarak işlemden 1 gün sonra yapmaya başlayabilir. Gençlik aşısı uygulamasının daha etkin bir sonuç göstermesi için hastanın gün içerisinde bol bol su tüketmesi gerekmektedir.
Ayrıca cilt kurumasına neden olan birçok zararlı alışkanlıklardan da işlem sonrasında birkaç gün ara verilmelidir. İşlem bölgesinde enfeksiyon oluşmaması için hastanın aşırı ısıdan uygulama yapılmış bölgelerini koruması gerekmektedir.
Hastanın tüm bunlara dikkat etmesi durumunda çok kısa sürede gençlik aşısı etkisini göstermektedir. Üstelik herhangi bir cerrahi operasyon müdahaleleri söz konusu olmadığı için hastayı günler ya da haftalar boyunca süren bir iyileşme dönemi de beklememektedir. Bu yüzden işlem sonrasında hasta günlük yaşam aktivitelerine kolayca geri dönebilmektedir.
Gençlik aşısı temelin hyaluronik asit içeren bir enjeksiyon işlemidir. Bu yüzden hastada herhangi bir yan etki yapmamaktadır. Öte yandan gençlik aşısı uzman doktorlar tarafından ve kaliteli malzemeler ile yapılan bir uygulamadır. Hastanın bu bilgiye dikkate almaması durumunda işlem sonrasında alerjik reaksiyonlar görülmektedir. Bu yüzden hastanın alerjik bir cilt yapısına sahip olması durumunda bu bilgiyi doktoru ile paylaşmalıdır.